HAYVAN

HAYVAN
Yırtmağa Değmez


Sehirli tavukla köylü tavuk gezerken, bir vitrinde iri ve beyaz yumurtalar gördüler.
Sehirli, gururla yanindakine döndü:
- "Görüyor musun; bunlari ben yumurtladim, tanesi otuz bin liraya satiliyor."
Az ilerdeki vitrinde daha büyük ve sari kabuklu yumurtalar görünce köylü tavuk arkadasini dürttü:
- "Bak bunlar da benim yumurtalarim; kirk bin liraya satiliyor!"
Sehirli tavuk altta kalmadi:
- "Valla sekerim istesem ben de böyle büyük yumurtlayabilirim ama bizim horoz bey, onbin lira icin bir tarafini yirtmaya degmez diyor!"






Kırlangıç Ve Serçe


Kırlangıç ile serçe dost olmuşlar. birlikte gezip dolaşmaya başlamışlar. Diğer kırlangıçlar önceleri bu duruma ses çıkarmamışlar.fakat kırlangıç serçeyi yuvasına getirmeye başlayınca işler değişmiş.
Kırlangıcın yuvası ahşap, boş bir evin saçak altındaymış ve burada pek çok kırlangıç yuvası varmış. Serçenin gelip gitmesi, kırlangıçları rahatsız etmiş.
Kırlangıçlar toplanıp bir sözcü seçmişler. Sözcü uygun bir zamanda kırlangıca konuyu açmış ve serçeyi yuvasına getirmemesini söylemiş.
Kırlangıç biraz direttiyse de sonunda genel isteğe boyun eğmek zorunda kalmış.
bir gece serçe yuvasında uyurken aniden uyanmış. Dalları arasına yuva kurduğu ağaç sallanıyormuş. Uçup çevreyi şöyle bir kolaçan etmiş. O zaman bunun bir yer sarsıntısı olduğunu anlamış.
Aklına dostu kırlangıç gelmiş. Kırlangıcın yuvasına gitmiş, onu uyandırmış.
Kırlangıca diğer kırlangıçları uyandırmasını, ahşap evin sarsıntıdan yıkılabileceğini söylemiş.
Kırlangıç söyleneni yapmış. Son kırlangıç da kaçınca ahşap ev yıkılmış.
Daha sonra kırlangıçlar başka bir evin saçak altına yeni yuvalar yapmışlar ve yaşamlarını borçlu oldukları dost serçenin kırlangıcın yuvasına gelip gitmesine karşı çıkmamışlar.






Fil Ve Karınca


Fil ambulansla giderken karınca filin arkasından niye koşar cvp:=kan vermek icin





Hamsinin Arkadaşları


Hamsiye tutkuyl bilinen Temek e arkadaşı sormuş
-Uskumru nedir_
-Hamsi balığının amcasıdır.
-Peki ya pisi balığı?
-Hamsinin kedisidir
-Kırlanğıç balığı?
-Hamsinin uçağıdır.
-Kılıç balığı?
-Silahıdır.
-Kalkan balığı nesidir?
-O da savunma bakanıdır.





Devlet Memeru Boğa


Çok güçlü, damizlik bir boga köyündeki tüm ineklerle çiftlesmis. Inekler yetmeyince diger hayvanlara ve hatta köyün kadinlarina yan gözle bakmaya baslamis. Bu durumdan rahatsiz olan köy ahalisi ne yapsak diye düsünmeye baslamis. Köy ihtiyarheyeti toplanmis ve ünü tüm ülkeye yayilan bogayi devlet üretme çiftligine satmaya karar vermis. Bakicilari devlet üretme çiftligine satilan bogayi ineklerin arasina salmis, aradan birkaç gün geçmis ancak bogada hiç bir haraket olmamis. Agacin altinda gevis getiren boganin bakicisi yanina gitmis ve :
- Boga kardes, köydeyken seni kimse tutamazdi, ne oldu hastamisin?
diye sormus. Boga, bakicisina yavasça dönerek :
- Eeee ne yapalim? Artik devlet memuru olduk, demis...






Devekuşu Ve Aslan


Devekuşu bir aslanın geldiğini görünce çok korkmuş. Hemen kafasını kuma sokmuş. Aslan devekuşunun yanına gelmiş, çevresinde bir iki tur atmış. Karnı tokmuş aslanın konuşacak arkadaş arıyormuş. Devekuşunun arkasında durmuş. Pençesiyle devekuşunun ayağına şöyle bir dokunmuş.
“ Arkadaş, bakar mısın? biraz sohbet edelim, canım sıkılıyor da ” diyecekmiş ki burnunun üstüne
yediği tekme ile sırtüstü yere yığılmış. Devekuşu şaşkın bir halde ne oldu, kime vurdum, diyerek kafasını kumdan çıkarmış. Bakmış aslan boylu boyunca yatıyor. Öldüğünü zannetmiş. Çevrede ne kadar devekuşu varsa toplayıp getirmiş. Başlamış palavra atmaya: “ Yok işte aslan gelip ona sataşmış. Bu da demiş ki: Bak aslan git sonra canını yakarım. Aslan hakaret etmiş, bunu itelemiş. Bu da aslanı ayağının altına almış, çiğnemiş, yerlerde sürüklemiş. “ Diğerleri de devekuşuna katılmışlar. Atmışlar, tutmuşlar. biz olsaydık şöyle yapardık, böyle yapardık diye. Baygın aslan kendine gelince bakmış herkes atıp tutuyor. bir kükremiş, yer gök inlemiş. Bütün devekuşları kafalarını kuma sokmuş. Aslan orada fazla eğlenmemiş, kaçıp gitmiş.





Ağustos Böceği


Yazin sicak,guzel gunlerinden bi gun yine bizim karinca serin sulara girip rahatlayip eglenmek yerine yine calismaktadir. Agustos bocegi ise evinin arka bahcesindeki havuzda guzel kizlarla birlikte eglenmektedir.Karinca bunu her gordugunde ise icin icin kiskanmakta ama
-"sen asil kisin gorecen" diyerek kendini avutmaktadir.Derken tum yaz boyle gecer
ve yavas yavas sonbahar ve de kis gelir.Yagmurlu bir kis aksami karinca evinde,kucuk sobasinin onunde oturmus pencereden disari bakmaktadir.Elinde de yazin topladigi yemek parcaciklarini yemektedir. Derken evin onune bir limuzin gelir.
-"Allah Allah" der icinden.
-"Bu kimdir acep?".
Sofor cikar ve en arka kapiya gider.Kapiyi acinca icerden once iki tane fistik gibi kiz ve ardindan kurkler icinde bizim agustos bocegi
cikar.Yavas yavas karincanin evine dogru gelir.Pencereden cikar ve
-"Hayrola agustos bocegi" der karinca.
-"Ne olsun iste..bizim arkadaslar cagirdi
da Paris te parti varmis,oraya gidiyorum" der agustos bocegi.
-"sen de bir sey ister misin? diye bir ugrayayim dedim."
Karinca;

-"Sagolasin.Aslinda var bisiy.Yaparsan sevinirim valla.Orda yasayan La Fontaine adinda bir ibne varmis.
benim icin onu bi guzel sitermisin!..?"





Çakal Müdür Olursa


Disi aslan bir agacin altinda uyurken tilki gizlice gelip disi aslani
becerir.

Aslan uyaninca erkek aslanin yanina gider ve ona sorar. Erkek aslan duruma
oldukça sasirmistir. Çok sinirlenip kükrer:

- "Bütün hayvanlari toplayin, suçluyu bulup onu mahfedecegim"

Bütün hayvanlar toplanir, aslan "kim yaptiysa bunu elini kaldirip öne
ciksin" diye kükrer ama hiçbiri ses çikarmaz.

Derken toplantiya geciken çakal kosarak gelip arka siralara yerlesir ve
tilkiye "ne oluyor" diye sorar. Tilki de "Aslan kral ormana bir müdür ariyor
talip olan elini kaldirip öne çiksin diyor" deyince zavalli çakal hemen
elini kaldirip öne çikar.

Aslan herkesi gönderir ve akabinde çakali sabaha kadar becerir. Çakal sabah
perisan halde yalpalaya yalpalaya yürürken tilkiyle karsilasir. Tilki hafif
gülümser ve ekler:

- "Bak, bir müdür oldun yürüyüsün bile degisti.."




Dile Benden Ne Dilersen


Yaslica bir bayan evindeki koltugunda oturup uzun gecmis hayatini gozden gecirirken birden bir peri karsisina cikiverir ve ona 3 dilekte bulunabilecegini soyler.
Peki der yasli kadin "Zengin olmak istiyorum"
Peri bir el hareketiyle kadinin koltugunu som altina ceviriverir.
"Ikinci olarak ta sanirim guzel ve genc bir prenses olmak istiyorum" der.
birden basinda paha bicilemez bir taci olan dunya guzeli bir prenses oluverir.
"Ucuncu ve son olarak olarak ne istersin ?" diye sorar peri.
O sirada yasli kopegi agir bir sekilde kafasini kaldiriverir ve zayif bir "hav" sesi cikartir.
Prenses cok sevdigi kopegine bakar ve soyle der "Kopegimi yakisikli bir prense donusturebilirmisin?"
tam o anda, simdi guzel bir prenses olan yasli kadinin onunde dunyada hic kimsenin gormedigi kadar yakisikli bir prense donusur kopek. Hic kimsenin hayal bile edemeyecegi kadar yakisiklidir bu prens.
Kadin ona buyuk bir hayranlikla bakar ve o anda ona asik oluverir. Prens ona dogru yaklastiginda kadinin heyecandan dizleri titremeye baslar.
Prens ona dogru egilir ve dudaklari neredeyse kadinin kulagina degecek sekilde soyle fisildar:
- "Eminim simdi, zamaninda beni hadım ettirdigine cok pismansin."




Şakacı Adam


Adamın biri kendini dev aynasında görürmüş. bir gün yolda giderken bir karınca görmüş. ayağını karıncanın üstünde tutarak,“ Küçük yaratık, istesem senin üstüne basarım ölürsün ”demiş.
bunun üzerine karınca “ Sıkıysa öldür de görelim “ demiş ve hemen otların arasında kaybolmuş.
Adam otları eze eze karıncanın peşine düşmüş. Karınca kaçarken yerini belli etmek icin arada bir ıslık çalarmış. Sonunda, karınca bir ayı inine girmiş, tabii ki adam da peşinden. Karşısında bir ayı gören adam kaçmak istemiş, fakat ayı adamı yakalamış. Karıncaya “ Bu adam seni niye kovalıyordu? “ diye sormuş. Karınca da olanları anlatmış. bunun üzerine ayı adama: “ Demek dayısın ha?..Bana kabarsana ” demiş. Adam, şakalaşıyordum, demiş. Karıncadan özür dilemiş, ayıya yalvarmış, yakarmış, güç bela canını kurtarmış.